emote'lar

Turk oyuncularin bulusabilecegi, karakter disi tartisma forumu

Moderators: Public Relations Department, Players Department

User avatar
yigit
Posts: 76
Joined: Thu Nov 18, 2004 9:27 am
Location: Ankara

emote'lar

Postby yigit » Mon Apr 24, 2006 12:43 am

Arkadaşlar, ben biraz daha huysuzluk yapmak istiyorum. Şikayetçi olduğum bir konu var, kendi kendime huzursuz olup durmak, içime atmak yerine buraya yazıp rahatlasam daha iyi olur diye düşündüm. Dilerim kimseyi kırıp incitmem, lütfen kırılmak incinmek yerine yaptığım huysuzluğa "eeh, ne biçim herifmiş bu da be" tepkisi göstermekten çekinmeyiniz, ve hatta yanıt yazınız da tartışalım. Çünkü şikayetimde ciddiyim aslında.

Şikayetçi olduğum konu emote'ların kullanımı. Hani hareketlerimizi, duygularımızı anlatmakta kullandığımız, * işaretleri arasına yazdığımız emote'lar (Bu emote'un türkçesi ne olmalı sizce?). Bazı karakterlerim, bu emote'ların bence uygun olmayan bir kullanımına tanık olmaktalar. <b>Bence</b> emote'ların nasıl kullanılması gerektiğini anlatmaya çalışıp aşağıda örnekler de verdim (meclisten dışarı), bir bakın da fikrinizi söyleyin bakalım.

Bence emote'lar nasıl olmalı, önem sırasına göre
1. Sözlerle, oyunun arayüzüyle anlatılamayacak, iletilemeyecek hareket ve duyguları vermeli.
2. Diğer karakterlerin gözleyebileceği şeyleri anlatmalı.
3. Nesnel olmalı.
4. Dil açısından sade olmalı.
5. Uzun ve detaylı olmamalı.

Ben Cantr'da karakterimin sayfasına girdiğimde, karakterimin tanık olduğu bir öyküyü okuyorum. Diyor ki, "x gram havuç toplama projesi bitti", veya "birilerinin bir kilidi kırmaya başladığını duyuyorsunuz" veya "yasemin size x veriyor" veya "diyorsunuz ki: vıdı vıdı", veya "x diyor ki: vıdı vıdı". Oyun mekaniğinde herşey karakterimin duyu organlarından rapor ediliyor bana, oyunun simülatör niteliğinin yansıması bu, ve bence oyunun çok önemli bir özelliği. Yukarıdaki kurallara uymayan emote'lar, benim karakterimin bakış açısının dışına çıktığından bunu bozuyorlar, aşağıda örneklemeye çalışacağım.

Rahatsız olmamın ikinci bir büyük nedeni, emote'lara fazla yüklenmeyi tembellik, kolaya kaçmak olarak görmem. Madem bu bir rol yapma oyunu, rol yapalım o zaman, rol yapıyormuş gibi yapmayalım. * işaretlerinin arasına her şeyi koyunca konuşmaya bile gerek kalmıyor. Söylemeye çalıştığım, "Ben heyecanlıca vay canına diyorum." ve "Ne? Vay canına!" söylemleri arasındaki fark. Neyse, bunu da örnekle anlatmaya çalışayım.

Sahiplerinden bir kez daha özür dileyerek topladığım örnekleri veriyorum şimdi. (Ben de kırıla kırıla bir hal oldum, neyse, bu son özür dileme olsun, bundan sonra kibarlık yapmıyorum, savulun :)


<b><u>Örnek 1:</u></b>
<i>*Kızgın bir ifade ile bakar xxxxx'in yüzüne... Çok korkmuştur ve bu yüzden de sinirlidir... Düşünür.. Artık, xxxxx..kaybetmekten korktuğu adam karşısındadır.. Yüz kasları gevşemeye başlar..*</i>

Yukarıdaki "bence emotelar ne olmalı"da kullandığım numaralardan gidersek,
2-> Bu emote'taki birçok şeyi benim karakterim aslında gözleyemez. Benim karakterimin görecekleri, kızgın bir ifade ile baktığı, sonra da yüz kaslarının gevşemeye başladığı. Yüz kaslarının gevşemeye başladığını da ancak dikkatimi verirsem görebilirim herhalde. xxxxx'in bunu söyleyen karakterin kaybetmekten korktuğu adam olduğunu, benim karakterimin, beş duyusu ile gözlemleyebilmesine olanak yok. Birinin yüzüne bakıp "çok korkmuş ve bu yüzden de sinirli olduğunu" pat diye söyleyebileceğimi de sanmıyorum. Düşünür diyor emote'ta. Nereden bileyim? Böyle görünce, 'ben düşündüğünü görebildiğime göre, herhalde Kenan Işık gibi elini çenesine koyup düşündü' diyesim geliyor.
4-> Bir de, neden bazıları devrik tümce sahi? Oyun mekaniğinin bana rapor ettiklerinin hiçbiri devrik tümce değil. Benim karakterimin, diğer karakterleri gözlerken farkettikleri neden devrik tümce olsun ki? Çok şiirsel evet. Ama belki benim karakterim şiirsel değil? Şiirsellik burada emote'u yapan karakterin bir özelliği olarak çıkmış. Oysa emote'u gözlemleyen benim karakterim olduğuna göre, benim karakterime, yani elbette genele göre yazılmalı. "Sade olmalı"dan kastım bu.
5-> Çok uzun. Bu örnek gerçekleştiği sırada evet benim karakterim işsiz güçsüz oturuyordu, ama belki de bütün bunlara tanıklık edecek kadar orada kalmak, gözlem yapmak istemiyor? Belki benim karakterim, x karakterini önce Y'ye kızgın kızgın bakarken, sonra düşünürken, sonra yüz kasları gevşemeye başlarken baştan sona ve dikkatle gözlemlemek istemiyor?

Taş atıp kaçmayalım, ben yapsam nasıl yapardım bunu, onu da söyleyeyim, şöyle birşey yapardım belki:
<i>*xxxxx'e bakar* Of! kızdım ama şimdi, çok korkuttun beni! *duraklar, sakinleşir*</i>
Yüz kaslarından bahsetmek yerine sakinleşir dedim, daha kısa olsun diye. xxxxx'i kaybetmekten korktuğunu yazmadım. Eğer benim karakterim böyle birşey gözlemleyecekse, bu karakter bunun altyapısını daha önceden hazırlamış olmalıydı. Öyle ki, mesela *xxxxx'i süzer* dediğinde benim karakterim, vay be, bunlar da ayrı bir hikaye ha, bak, kaybetmekten korktuğu xxxxx, şimdi karşısında duruyor diyebilmeliydi içtenlikle. Biraz zahmetli olabilir. Mümkün. Hodri meydan.


<b><u>Örnek 2:</u></b>
<i>`*koca adam ... bir an gözden kaybolur ... saniyeler saniyeleri ... dakikalar dakikaları takip eder ... *`</i>

3-> Bu adam denizde yüzerken oldu bu. "Bir an" yerine "bir anda" olsa daha doğru olurdu, ama şikayetim o değil. Bu da nesnel değil. Koca adam diyor. Kime göre? Benim karakterim belki bu adamı koca adam olarak görmüyordur. Biliyorsunuz karakterlere istediğimiz isimleri takabiliyoruz. Belki ben bu adama, karakterimin gözlemleri ve kişiliği doğrultusunda "Yeni peydahlanan gıcık herif" adını taktım. O zaman şöyle görünüyor bu:
Yeni peydahlanan gıcık herif diyor ki: *koca adam ... bir an gözden kaybolur "
Neyse, anlatabildim herhalde derdimi. Koca'nın içinde bir duygu var. O duygu olmadığı zaman birine "ayı" deriz, olduğu zaman "koca adam" deriz. Belki benim karakterim o duyguya sahip değildir. Bu emote, o duyguyu benim karakterime zorla veriyor. İstemiyorum ben.
5-> Üç noktalar da bana yanlış geliyor. Bu da aynı konu aslında. Bu kez de karaktere "koca" gibi yanlı bir sıfat takmıyor, emote'a, yani benim karakterimin gözlem yapma işine bir duygu yüklüyor. Yine sanki benim karakterim bu olay boyunca bunu gözlemlemek ve ilgi duymak zorundaymış gibi yazılmış. Bence öyle olmamalı.

bence nasıl olmalıydı bu peki,
<i>*birden dalıp kaybolur*</i>
Bu kadar. Zaten ondan sonra başka birşey yapmayınca, saniyeler saniyeleri, dakikalar dakikaları takip ediyor. Bekle biraz, sonra çık de "cee" diye. O sırada da seninle ilgilenmek isteyen *meraklıca denize baksın*, "nereye gitti bu koca adam ya?" desin, ilgilenmek istemeyen ilgilenmesin, sevmeyen de "oh battı boğuldu ayı" desin.


<b><u>Örnek 3:</u></b>
<i>`*Kendisine oturacak bir yer bulur.. Olup bitenleri izlerken bir yandan da düşünmeye başlar. xxxxxxxx' yı hayal eder önce. Kimbilir nasıl biriydi diye düşünür bu kadar sevildiğine göre.. Sonra teker teker civardaki insanlara bakar..Onların bedenlerinin içinde saklı yüreklerine dokunmaya çalışır düşünceleri ile..*`</i>

Bu bence hiç olmaması gereken bir emote. Oturma kısmı dışında benim karakterimin bunları görmesine olanak yok. Eğer bu kadar soyut düşünceleri olan bir karakter oynamak istiyorsanız, elbette buyrun oynayın ama lütfen bu kadar kolaya kaçmayın. Hangimiz gerçek hayatta "Onların bedenlerinin içinde saklı yüreklerine dokunmaya çalışır düşünceleri ile"yi yapan birini gördü/hissetti? Açıkçası birisi bana "senin bedeninin içinde saklı yüreğine dokunmaya çalışıyorum düşüncelerimle" demezse ben böyle birşey anlamam. Sanırım bazı şeylerin emote bile olmaması gerektiği açık. Bu tamamen bir karakterin iç repliğidir. Bunun Cantr'a yazılmasına gerek yok. Ben de karakterlerimin tüm hislerini yazmıyorum. Belirtilmesi anlam taşıyan hislerini yazıyorum, nasıl, ya birine söylerim, derim ki, "biliyor musun Şirine, ben bu Yasemin'e aşık oluyorum galiba", ya günlük tuttururum karakterime, ya içinde kimsenin olmadığı bir binaya girip avazım çıktığı kadar bağırırım. Ama bazı hislerini de yazmam. "Biliyor musun Şirine, biraz önce Yasemin'in bedeninin içinde saklı kalbine dokunmaya çalıştım düşüncelerimle" demem. Onu düşünürüm en fazla, sonuçta hani karakterimiz olup rol yapıyoruz ya, hepsini de bizi izleyenlere yapmak zorunda değiliz, bir kısmı içsel de olabilir. Benim hisli karakterim diğer karakterlerin gözünde bu tür bir derinlik yaratabildiyse ne mutlu bana, ama bu derinliği bu emote'la yaratmak, kusura bakmayınız, bence fena halde kolaya kaçmak olmuş.


<b><u>Örnek 4:</u></b>
<i>`*Bir demet lale vardır elinde xxxxxxx'a vermek için.*</i>

1-> Ver işte arkadaşım? Neden tutuyorsun elinde? Versen, ki bunu yazdıktan hemen sonra da vermişsin zaten, elinde olduğunu herkes anlıyo zaten. Ama sen böyle bir emote yazdığında, benim karakterime, zorla elindeki lalelere dikkat ettirmiş oluyorsun. Şunu yazsan bile daha iyi bence:
<i>Hey millet! Nasıl elimdeki laleler ama?</i>


<b><u>Örnek 5:</u></b>
<i>`* Vali'nin konuþmasýný dikkatlice dinler.. Sert ama iyi adammýþ valimiz diye düþünür.. *`</i>

1-> 2-> Bu tekrar gibi olacak ama yine de yazmak istiyorum. Ben senin karakterinin ne düşündüğünü nasıl bileyim? Benim bileceğim, senin valinin konuşmasını dikkatle dinlediğindir. Benim karakterim böyle somut şeyler görür. Mesela senin valiye havuç verdiğini görür. Senin valiye vurduğunu görür. Valinin sana "hoyt, yağcı herif" dediğini görür. Ama senin ne düşündüğünü bilemez. Kolaya kaçma, insanların ne düşündüğünü bilmesini istiyorsan, valinin orda olmadığı bir anı kolla, buyur:
<i>*mırıldanır* Ne sert adam. *yüksek sesle* Arkadaşlar, bence valimiz iyi adammış. Helal olsun diyorum. Başta biraz sert olmasından tırsmıştım ama sonra baktım, sözleri, hareketleri güven veriyor insana. Vali dediğin böyle olur işte. Çok yaşasın.</i>
O kadar zor değil bence.


<b><u>Örnek 6:</u></b>
<i>* Valinin çizilen kolunu tutar.. Yarayý inceler..Etrafýna bakýnýr kanýn akýþýný durduracak bir parça bez bulmak için..Bulamaz..*</i>

5-> Bu da bence bir tembellik örneği. Şöyle olsa kötü mü olurdu?
<i>*Valinin kolunu tutar* Ah, çok kötü çizilmiş, durun da bir bakayım.. Kanıyor burası. Ne yaptınız sayın valim, dikkat edin kendinize. Durun ben bir parça bez bulayım, üzerine bastırırsak kan akışını durdurur. Hemen geliyorum.</i>

Hayır bu gidişle bana öyle geliyor ki artık herşey emote'ların içine girecek.
<i>*Yasemin'e 'yeter artık, yeter, yaşça benden büyük olduğunu biliyorum, ama seviyorum işte seni, aşığım' diye bağırmak gelir içinden, ama vazgeçer, tavana bakıp burnunu karıştırmaya başlar*</i> Böyle mi olsun?


Başka dillerde karakterler de oynuyorum Cantr'da. Hiçbirinde emote'lar bizim kullandığımız şekilde kullanılmıyor. Onlar öyle yapıyor, mutlaka biz de öyle yapalım dediğimden değil, ama hani sadece Türkçe karakterler oynayan varsa diye söyledim. Cantr'dan başka yerlerde de emote'lar kullandım. Yukarıda hakkında dırdır ettiğim kullanımları ilk kez burada gördüm.

Örneklerin sahiplerine bir kez daha "sözüm meclisten dışarı" diyorum, sadece dertlerimi daha net anlatmak için verdim örnekleri. Herkes bu şekilde emote'lar kullanmadığı için şikayet ettiğim davranışı yapanlar bir şekilde örnek sahiplerini de kapsayan bir küme oluyor gerçi, ama popüler deyimle "kişisel almak" yerine düşündüklerini yazarlarsa çok sevinirim. Ben düşündüklerimi yazdım. Derdimi tam olarak anlatabilmek için de baş ve son kısımlar hariç kibarlık yapmadım, aslında bu kadar iğrenç, küstah, ukala biri değilimdir.

Aramızda ilk kez bir rp ortamında oyun oynayan, ilk kez emote kullanan arkadaşlar olduğunu da biliyorum. Eğer anlattıklarım, hele hele de seçtiğim örnekler arasında onların karakterlerinin emote'lar varsa ben iğrenç, küstah ve ukala bir insanım arkadaşlar, çok kulak asmayın :). Diğerleri, dökün argümanlarınızı, kapışalım :)

Herkese sevgiler sunarım.
Yalnız, yazdım ya, nasıl rahatladım anlatamam arkadaşlar.
User avatar
Gyrus
Posts: 167
Joined: Tue May 03, 2005 1:45 pm
Location: Istanbul
Contact:

Postby Gyrus » Mon Apr 24, 2006 5:31 pm

*parmaklarını kütürdetir ... sırtını sandalyeye dayar ... tavanı seyrederken hayallere dalar ve parmaklarını klavyeye koyar sonunda*

:wink:

Yiğitcim ellerine sağlık.

Bir süredir oyunda değildim.
Bir süredir sizlerle değildim.

Zeki ve sözünü sakınmayacak kadar dobra ama karşısındakileri kırabileceğini dr bilerek kibar olmayı bilen insanlarla "nette" tartışmayalı çok zaman olmuştu.

Öncelikle emek harcayarak yazdığın yorumların ve duruşunu sergileyiş şeklin için kendi adıma sana teşekkür ederim.

Sözlerinin arasında alıntı yaptığın karakterler arasında bana ait olanlarda var olmayanlarda. Kendi adıma savunmamaı verirken :wink: alıntı yapmamaya çalışacağım ki karakterlerimin "kişisel hayatlarını" bir magazin gazeteceisi gibi öne sermemek için.

Diğer arkadaşlar adına konuşmayacağım. Umarım oyundaki pekçok kişi forumu da yakından takip ediyordur ve bu güzel tartışmaya katılır.

Öncelikle noktalama işaretlerinden başlayalım:
"..." üç nokta. Zararsız ve bağlayıcı gibi görünen bu masum noktalar silsilesi yan yana geldiğinde CANTR gibi "text" bazlı bir oyunu çok zor okunur hale getirebilir. Bundan sonra kullanılmayacaktır. Uyardığın için teşekkür ederim. (yine de şiirselliğin severim ...)

Daha sonra:
"karşısındakini kaybetmekten korkar"
"çareszliği pare pare gözlerinden kalbine akar ve toprağa karışır"
"sevgisi kuş olup yüreğinden uçar"
-gibi aslında hareket olmayıp da duygu olan betimlemeler *emote* *hareket* noktalamaları arasında kullanılmamalı.

Peki ne yapılmalı. Hareketlerle anlatılmalı davranışlar. Yiğit güzel örnekler vermiş tekrarlayıp canınızı sıkmak istemem.

-----------------------------------

Diğer dillerde Cantr oynamak konusunda ise Yiğit'e tam olarak katılmıyorum. Özellikle sağır ve dilsiz bir yöneticinin 40 kişilik ve 12 binadan oluşan bir komüniteyi yönettiği bir alanda yaklaşık 300 gün kadar bir vakit geçirdim. Herşeyi emote ile anlatan ve hiçbir detayı kaçırmayan bu karakterin sayfayı boğduğu kesnidi ama o hareketlerini betimliyor diye kimse kısa yaz gerisini de konuşarak anlat demiyordu çünkü adam dilsizdi.

Bunun gibi örnekler çoğaltılabilir. Konuşmayı sevmeyen ama kıpır kıpır olan bir karakteriniz varsa. Ne yapacaksınız?

"Koca" betimlemesine gelince de. Bence "Kocaman" bir duygu değil bir kantitedir. Herkes için "Kocaman" birdir. Birisi bu büyüklüğe AYI diye bir diğeri ise sırtını dayaybileceği bir DUVAR gibi bakabilir.

Yani CANTR gibi bir oyunda bir karakterin fiziksel yapısını betimlemek bence karakterin ellerine bırakılmıştır ve bu oyunu hayallerde yaşatabilmek için kullnılması gereken bir özelliktir.

Ha herkes bundan rahatsızsa bir poll oluşturabilir ve kullanıp kullanmamaya karar verebiliriz.

Son olarak: Masa başı FRP tecrübesi olan ve olmayan insanlardan kurulu bir topluluk olduğumuz aşikardır. Hele sayımız arttıkça (ki umarım artar ... ahh o ilk günler ne kadar da sıkıcıydı tartıştığımız konuların güzelliğine bakın sayın seyirciler :wink: ) bu ve benzeri sorunlar yaşayabiliriz. Ama ne olursa olsun iyi niyetle birşeyler yapmaya çalışan bir avuç insanı kırmamak ve oyundan soğutmamak en önemli şeydir diye düşünüyorum. Varsın iki *emote" u yanlış kullansın. Ama bireysel olarak ben daha dikkatli olacağım.

Uyardığın için teşekkür ederim.

NOT: Sanırım karakterlerimin yarıdan çoğu da ortaya çıktı. Ne yapalım HGORIAN sağ olsun :wink:

Sevgiyle kalın.

Ve CanTR'da kalın. RP'yi yanlış yapsanızda :wink:
(GyRuS)
User avatar
nescafe
Posts: 21
Joined: Mon Apr 10, 2006 6:26 pm
Location: Izmir

Postby nescafe » Mon Apr 24, 2006 7:41 pm

Kendimi, ilkokul öğretmeninin karşısında biraz korku, biraz keder biraz da saygı ile karışık tirtir titreyen ve farkında olmadan işlediği suçun uzun ama iyi niyetli vaatini dinlemeye maruz kalan, sümüklü bir ilkokul öğrencisi gibi hissettim. :oops:

Yıllar geçmiş olsa da bazı durumlar karşısında hissedilenler pek değişmiyor anlaşılan. Neyse ki insan zamanla, tecrübesizliğinde aldığı bu eleştirilerin velinimet olduğunu öğrenecek kadar büyüyor.

Cantr' da en büyük soru işaretlerimden biriydi bu *hareket* lerin ( emote=hareket?.. Ne demeliyim?) nasıl olması gerektiği. Yanlış yaparaktan doğru cevabı buldum galiba. :)

Neyse ki yeniyim hem Cantr'da hem de her türlü rol yapmada. Bu bahanemin arkasına saklanacağım ve bu işi öğrenene kadar saklandığım yerden çıkmayacağım. :roll:

Yiğit' in yazdıklarını da bundan sonrası için başucu kitabım yapacağım ama daha kitaba Yiğit dahil bir usta yazarın bir şeyler karalaması gerekecek benim saklandığım yerden çıkıp, 'ehem.. işte buradayım.. 'diyebilme gücümü kendimde bulabilmem için. Çaylak olmanın en büyük avantajı bu olsa gerek. Olayın içinden hemencecik sıyrılabiliyorum, ne güzel :P

Yahu ne zor işmiş bu? Çok çalışmam gerek anne.. çoooookkk :?
User avatar
okoro
Posts: 35
Joined: Thu Apr 13, 2006 10:31 am
Location: izmir/Türkiye

Postby okoro » Tue Apr 25, 2006 7:12 am

Yiğit'in yazdıklarının her kelimesine katılıyorum... Çok güzel bir konuya değinmiş... Benim de eklemek istediğim bir şey var... Arkadaşlar, yaşadığımız toplukuk şu an itibariyle çok ilkel bir kabile sayılır... Bu nedenle emote (bence karşılığı "ifade" olarak kullanılabilir) kullanırken bunu da göz önünde bulundurmak gerekir... (vahşi olalım demiyorum) Yine konu burası olmamakla beraber, sultan, prenses, şövalye gibi kavramların kullanılması biraz eğreti duruyor bence...

Sevgiler...

(Üç nokta konusunda yapabileceğim bir şey yok, zira elim böyle alışmış...)
8)
User avatar
Yoldash
Posts: 112
Joined: Mon Jul 04, 2005 10:41 pm
Location: Ankara, Turkey

Postby Yoldash » Tue Apr 25, 2006 11:23 am

Efenim, hayırlı olsun,

Emote (ortak bir karşılık bulana kadar böyle kullanacağız artık, ama "ifade" kelimesi güzel bir öneri bence) konusunda da yenilere link verebileceğimiz bir sayfa olmuş oldu.

Ben izninizle konuya farklı açılardan yaklaşma niyetindeyim.

1) Bahsi geçen örnekler aslen genel uygulamayı değil belirli oyuncuların kullanımı. Burda da bir stil iki acemilik nedenleri var.

2) Yiğit'in savlarına katılıyorum. Zaten ben de aynı düşüncelerde olduğum için benden örnek yok. Hatta çeşitli zamanlada ben de paralel uyarılar yapmıştım. Lakin tarzını da biraz sert buldum. Aşırı olmamakla beraber kısmen kinaye, daral ve eleştiri içermiş (ya da ben öyle anladım). Demek istediğim arkadaşlar şu konulara dikkat edip, söyle yapsak, daha güzel olur, doğrusu da budur desek yeterli olurdu diye düşünüyorum. Belli ki sıkılmışsın hakkaten Yiğit mevzudan.

3) Yeni arkadaşların konu üzerine - yanlış yapması diyeceğim ama doğru olmaz, Cantr kültürüne uygun oynaması diyelim - tecrübe akzanması gerek. Elbette onun için de örnek model görmeleri lazım. Önemli olan eleştiriyi alıp, düzeltmeyi yapabilmel tabii ki.

4) " ... " konusunu yazık ki algılayamadım. Bence kişisel olarak yüklenen anlamı bozmaktansa, konuşma içerisindeki susları ve beklemeleri ifade ettiği için kullanılması son derece faydalı bir araç (Toprak arada farklı kullanımlarda bulundu ama ben genelden bahsediyorum)

5) Emote konusu önemli bir konu cidden, düzeltebilirsek ne ala. Bununla beraber düzen meraklısı bir insan olmama rağmen ben bile zaman içinde farklı emote stillerine tölerans kazandım, oyuna farklı renkler de getirebildiklerine inanıyorum. Fakat tabiiki genel olarak uyulması gereken şartlar var. Aslında bence bizim hatamız da yeni oyunculara somut ve net olarak oyunla ilgili bir handbook/manuel/kılavuz hazırlamamış olmamız. Yani forumda SSS ve linkler var ama... Emote şöyle yapılır, proje şöyle silinir, biri şu şekilde sürüklenir gibi bir kısım yok.

Ben kişisel emote kullanım fikirlerimi yazayım. Sizin yorumlarına göre de bir yere düzenleyip toplarız.

EMOTE:

* Cantr karakter sayfasında gelen raporlar, karakterinizin fizyolojik duyuları ile algıladıklarıdır. Bunlar gördüğümüz ya da duyduğumuz olaylar.

* Bir karakterin emote kullanmadan yazdığı herşeyi "konuşuyor" sayılır.

* Emotelar, diğer karakterlerin algılayacağı şekilde düzenlenmelidir. Diğer karakterlerin görebildiği öğeler ifade olarak verilebilir. Surat asmanızı ya da göz kırpmanızı görebiliriz, ya da masaya sertçe vurmanızı ama duygularınızı ve düşüncelerinizi göremeyiz. Örneğin, kişinin "öfkeli" ya da "aşık" olması emote değildir.. elindeki çekici sertçe sıkması ya da konuşurken yere bakıp, gözlerinin içine bakamaması emotedur.

*Oyuna renk katmak adına Cantr'da olmayan öğeleri de emotelarınızda kullanabilirsiniz. Fakat kullanılan öğenin oyuna direkt yansıması ya da karşılığı olmamalıdır. Örneğin Yaban Ali, hematit taşlarından kendine tesbih yapmıştır, ve sallayarak gezebilir. Fakat kimse "*sırtçantasından biraz ıspanak çıkarıp yer*" yazamaz, zira çantamız yok hiçbirimizin, olsaydı tanımlada görmemiz gerekirdi. Ben böğürtlenden şarap fermante ettim içiyorum gibi bir emote konusunda ise kararsızım, aslen çeşitli ekipman gerektirse de o işlem, oyunda obje olarak bir şarap olmadığı sürece oyuna renk katar diye düşünüp kullanıladabilir diye düşünüyorum. Sonuçta rp şansımız oldukça limitli. Gene de ince çizgiler var gördüğümüz üzere



PS: Kullanılan lehçe, titrler, teknolojik birikim, ya da kültürel olgunluk konuları emote'dan bağımsız tartışmalar. Ayrı ayrı konuşmakta yarar var.
Yoldaş G. ILGAR
-----------------------------
<i>Knowledge is burden..</i>
User avatar
Veysi
Posts: 26
Joined: Wed Oct 12, 2005 10:32 am
Location: istanbul

Postby Veysi » Wed Apr 26, 2006 6:40 pm

Özetle şunu söylemek gerekir ki; eğer karakter birşeyleri hatırından geçiriyorsa, birşeyler tasarlıyorsa içinden ve de yine ve yine içinden bir ses ona birşeyler fısıldıyorsa, emote olarak bunları belirtmek yanlış oluyor. Diğer karakterlerin sezinleyemeyecekleri şeyleri emote olarak geçmek doğru değil. Yoldash bu konu ile ilgili bir baslik actigin icin tesekkurler.

Return to “Turk Oyuncular (Turkish)”

Who is online

Users browsing this forum: No registered users and 1 guest